Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle yayımladığı mesajında “Medya çalışanlarını korumak tüm hükümetlerin görevidir. Bu görev gazetecilere karşı suç işleyenlerin yakalanıp adaletin önüne çıkarılmalarını da kapsamaktadır” dedi.
Ban mesajına şöyle devam etti:
Temel insan haklarından biri olan ifade özgürlüğü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. Maddesinde yerini buluyor. Ancak, dünya genelinde hükümetler ve gücü elinde tutanlar bu özgürlüğe set çekmenin bir çok yolunu bulabiliyor.
Uyguladıkları yüksek vergi miktarları sonucu gazete fiyatlarının okurların satın alma gücünü aşmasına neden oluyorlar. Bağımsız televizyon ve radyo kanalları hükümetleri eleştirdikleri takdirde genellikle yayın yapamaz hale geliyorlar. Sansür uygulamaları ile siber dünyada da yaygın olarak karşılaşılıyor ve sansür internet ve internet medyasının takip edilmesini kısıtlıyor.
Bazı gazeteciler sadece haberi araştırma, haber alma ve her hangi bir medya aracılığıyla ve sınırları aşacak şekilde yayma haklarını kullandıkları için yıldırma, göz altına alınma ve hatta hayatlarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalabiliyor.
Geçtiğimiz yıl 77 basın mensubunun öldürülmesi UNESCO tarafından kınandı. Bu kişiler yoğun çatışmaları izlerken hayatını kaybeden tanınmış savaş muhabirleri değildi. Çoğu çatışma olmayan yerlerdeki küçük yerel yayınlarda görev yapıyordu. Hatalı davranışları veya yolsuzlukları haber yapmaya çalıştıkları için öldürüldüler.
Katilleri kınıyor, zanlıların adaletin önüne çıkarılmalarını ısrarla talep ediyorum. Medya çalışanlarını korumak tüm hükümetlerin görevidir. Bu görev gazetecilere karşı suç işleyenlerin yakalanıp adaletin önüne çıkarılmalarını da kapsamaktadır.
Suçun cezasız kalması suçlulara ve katillere yeşil ışık yakmak, gizli saklı iş yapanlara güç vermek demektir. Uzun vadede bu durum toplumun tamamı üzerinde yıkıcı ve yozlaştırıcı bir etki yaratır.
Bu yılki Dünya Basın Özgürlüğü Gününün temasını Bilgi Özgürlüğü: Bilme hakkı oluşturuyor. Dünyanın dört bir yanında bilgiye ulaşma evrensel hakkını tanıyan yasaların yaygınlaşıyor olmasını memnuniyetle karşılıyorum.
Yeni yasalar çıkarılıyor ancak genellikle uygulamaya konmuyor. Resmi bilgilere ulaşma için yapılan talepler genellikle reddediliyor veya bazen yıllarca sürecek şekilde sürüncemede bırakılıyor. Bunun nedeni bir bakıma bilgi yönetiminin zayıf olmasından kaynaklanıyor. Ancak asıl nedenin çoğunlukla hesap verebilirlik ilkesinin eksikliği ve gizlilik kültürü olduğu görülüyor.
Yaklaşımları değiştirmek ve farkındalık yaratmak için çalışmalıyız. İnsanların hayatlarını etkileyecek bilgiye ulaşma hakkı vardır ve devletlerin görevi de bu bilgiyi sağlamaktır. İyi yönetim için bu tür bir saydamlık şarttır.
Birleşmiş Milletler her yerde baskıya uğrayan gazeteciler ve medya çalışanlarının yanındadır. Hergün olduğu gibi bugün de dünyanın dört bir yanındaki Hükümetleri, sivil toplumu ve insanları medyanın önemli görevini anlamaya ve bilgi özgürlüğünü savunmaya çağırıyorum. Birleşmiş Milletler; 04.05.2010 |