İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantının açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti olarak 'Su' konusuna çok büyük önem verdiklerini belirterek, bütçede kaliteli içme suyu için ciddi kaynak ayırdıklarını söyledi.
Suyun kalitesinin insan sağlığını etkilediğini ifade eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 'Şakaya gelir tarafı yok. Suyla ilgili temel sorunlar, suyun getirilmesi, sağlıklı ve güvenli suyun sağlanması yerel yönetimlerin görevidir. Bakanlık olarak denetim ve yaptırımlarımızı artıracağız' dedi.
Yerel yönetimlerin vatandaşa sağlıklı, kaliteli ve kesintisiz su verme konusunda gerekli önlemleri almak zorunda olduğunu bildiren İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 'Biz bugün bunu hatırlatıyoruz. Yaptırımlar konusunda hiç taviz vermiyoruz. Her türlü hukuki ve cezai işlem, hiç bir parti ayırımı yapmadan uygulanacaktır' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, belediyelerin yaz döneminde gelirlerinin yüzde 44 döneminde arttırdıklarını anımsatarak, '4 ay belediyelerden kesinti yapmıyoruz. Lütfen bu gelir artışlarını vatandaşa öncelikle sağlıklı su getirilmesini sağlayacak yatırımlarda kullansınlar' diye konuştu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yerel yönetimlerden titizlikle, içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusunda görevlerini yerine getirmelerini beklediklerini belirterek, 'Hukuki olarak tüm denetim ve uyarılarımızı yapacağız' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yerel yönetimlerin, içme suyu ihtiyacını karşılaması ve arıtma tesisi yapması gerektiğini, KÖYDES projesi kapsamında su ve yol çalışmalarını çok önem verdiklerini söyledi. KÖYDES için 2005-2008 yılları arasında 4.7 milyar YTL ayırdıklarını bildiren İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bu çerçevede 24 bin 33 köye hizmet götürdüklerini belirtti. Şebeke suyu olmayan köyün kalmayacağını belirten İçişleri Bakanı Beşir Atalay, şehirlerde de su kesintisinin olmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde belediyelerin su konusundaki görevlerinin belirtildiğini anımsatan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 'Yerel yönetimler su havzalarında koruyucu, önleyici tesisler kurmak, içme suyunun kaliteli sağlanması, kanalizasyon ve altyapı sorunlarının çözülmesi, kesintisiz su temin etmek zorundadır. Yerel yönetimlerin bu konularda titiz davranması ve gerekli önlemleri almak zorundadır' dedi. Tüm bunların sağlanmasında 'gelir' durumunun bahane olarak gösterilmeyeceğini ifade eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti olarak hiçbir parti ayrımı yapmadan, yerel yönetimlerin gelirlerini artırdıklarını söyledi.
Mülki idare amirlerinin de önemli sorumlulukları olduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı Beşir Atalay, vali ve kaymakamlara da içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusundaki görevlerini kendilerine hatırlattıklarını bildirdi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yerel yönetimlerden titizlikle, içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusunda görevlerini yerine getirmelerini beklediklerini belirterek, 'Hukuki olarak tüm denetim ve uyarılarımızı yapacağız' diye konuştu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, belediyelerin, su şebekesine yönelik yatırımlara ödenek ayırmasını ve sık sık tahlilleri yaptırmasını gerektiğini belirterek, klorlama ve su depolarının temizliğine de önem verilmesini istedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, belediyeleri, uyarma, denetimi artırma ve teftiş gönderme şeklinde su konusunda denetleyeceklerini sözlerine ekledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de içme sularının temin edilmesi ve vatandaşa ulaştırılmasında belediyelerin sorumlu olduğunu ifade ederek, Sağlık Bakanlığı olarak suyun temizliği, kaliteli ve temiz içme suyu olması için denetleme görevi yaptıklarını kaydetti.
Bu denetlemeler sırasında tespit edilen aksaklıklar konusunda belediyelere rehberlik yaptıklarını da anlatan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, belediyelerle iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 'Şehirde salgın çıktığında biz alarma geçiyoruz, tedbirleri alıyoruz. Ama sonuçlarla uğraşır oluyoruz. Çünkü, o belediyenin halkı temiz içme suyu içseydi, hiç kimse hastalanmayacaktı. Bu nedenle belediyelerin, işbirliği içinde çalışması gerekiyor. Birçok belediyemiz bu hususta iyi niyetli bir çabanın içerisindeyken üzülerek ifade etmek istiyorum ki zaman zaman belediyelerimizin bu hususta ihmalleri de oluyor' diye konuştu. Belediyelere bilgilendirme, eğitim ve teknik açıdan her türlü desteği vermeye devam edeceklerini dile getiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, '2008 yılı içerisinde bazı illerde salgınlar oldu. Bunları önlemek belediyelerimizin elindedir. Biz de hür türlü yardıma, desteğe hazırız' dedi.
İçme suyu ile bulaşan hastalıkların aynı zamanda ellerle de bir başkasına ya da bulaşın olduğu bir yere dokunulduktan sonra doğrudan kişinin kendisine geçebildiğine dikkati çeken Sağlık Bakanı Recep Akdağ, el yıkanmasının, bu tür hastalıklardan korunmada çok önemli bir tedbir olduğunu söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ellerin, iyi sabunlanarak, bol köpürtülerek ve iyi durulanarak yıkanması gerektiğini anlatarak, şunları kaydetti:
'El yıkanması, özellikle nörovirüslerin oluşturduğu ishaller açısından çok önemli bir tedbirdir ve bireysel önlem olarak el yıkanmalıdır. Aksaray'daki ishal salgınında 20 binin üstünde vatandaşımız etkilendi ve etkeninde nörovirüs olduğu belirlenmişti. Bu virüsün, su, yiyecek, vücut dışında da 2-3 saat yaşayabiliyorlar. Yani, sizden önce bu virüsü taşıyan herhangi biri kapının kolunu tutmuşsa, siz de elinizi oraya dokundurmuş ve sonrasında elinizi ağzınıza götürmüşseniz virüsü kendinize bulaştırmış oluyorsunuz. Bu nedenle, bireysel önlemler ihmal edilmemeli.' dedi.
Koruyucu sağlık hizmetleri ile bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığının çok azaldığını belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 'Bulaşıcı hastalıklar açısından durum böyle. Ama artık birinci ligin üstlerine çıkmamız lazım' dedi. Türkiye'de kızamıklı çocuk sayısının 2001 yılında 30 bin, 2007'de ise sadece 3 olduğunu; tifo ile dizanterinin ise görülme sıklığının 50 binli rakamlardan 10 binlere düştüğünü belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu rakamların daha da düşürülmesi gerektiğini söyledi. Tifo ve dizanterinin, su ile bulaşan hastalıkların başında geldiğini ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabildiğini belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu nedenle kullanılan suların temizliğinin ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Sağlık Bakanlığı tarafından, düzenli olarak illerdeki şebeke sularının sağlık açısından güvenilirliğinin tespiti için numuneler alınarak kontroller yapıldığını belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye genelinde 81 ilde içme sularındaki arsenik seviyelerinin tekrar kontrol edildiğini ve kontrollerin devam edeceğini bildirdi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Türkiye'nin Sağlıkta Dönüşüm Programı ile son 5 sene içerisinde sağlık hizmetleri açısından 'birinci lige' yükseldiğini söyledi.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da 2023-2040 yıllarını kapsayan 'Su Eylem Planı' hazırladıklarını belirterek, içme suyu açısından Türkiye'nin bir sıkıntısı olmadığını bildirdi.
Belediyelerin su konusunda yatırım eksiklerinin bulunduğunu ifade eden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, arıtma tesislerine gereken önemin verilmesi ve iyi bir şekilde işletilmesi gerektiğini kaydetti. Sağlıklı suyun ve klorlamanın bulaşıcı hastalıkların önlenmesi açısından çok büyük önemi olduğuna dikkat çeken Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 'Bu konuda belediyelere hiçbir parti ayırımı yapmadan her türlü desteği ve eğitimi vermeye hazırız. Ancak ne yazık ki bazı belediyeler bu eğitimi almak için bize başvurmuyor. Vatandaşlar da depolarının temizliğine dikkat etsinler' diye konuştu.
Hiç kimsenin vatandaşın sağlığı ile oynamaya hakkı bulunmadığını bildiren Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, belediyelerin şebekeleri y ; 24.07.2008 |