"Saygıdeğer Vatandaşlarım,
Yurtta ve dünyadaki bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü tebrik ediyorum.
Dünya kamuoyu, kadınların talepleri konusunda giderek daha duyarlı hale gelmektedir. Bu duyarlılıkta, kadın hakları mücadelesinin ciddi katkıları olmuştur.
Kadınlar, insanlık birikiminin ve medeniyetimizin eşit ortaklarıyken, bilhassa tarihin belli dönemlerinde ve halen çeşitli toplumsal katmanlarda eşitlikle bağdaşmayan ve kabul edilemez ayrımcılıklara maruz kalmaktadırlar. Bu durum ne yazık ki, mevzuatı aşan bir pratiğe sahiptir. Bu yüzden de kadınların eşit haklara sahip olması hususunda mevzuat değişiklerinin ötesinde bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.
Türkiye, Osmanlı modernleşme tarihinden beri kadın hakları hareketine sahip olagelmiştir. Bu mücadeleler ve onun etrafında gelişen tartışmalar, Türkiye kamuoyunda derin bir birikim yaratmayı başarmıştır. Bu birikimin neticesinde hukuki, kültürel, iktisadi ve toplumsal alanlarda kadın hakları lehinde ilerlemeler sağlanmıştır. Bu ilerlemeler, kadın haklarının yarattığı ivmeyi destekleyen Cumhuriyet döneminde Atatürk?ün gayretiyle bir sıçramaya dönüşmüştür. Medeni ve siyasi haklarda sağlanan eşitlik neticesinde Cumhuriyet vatandaşı olarak kadınlarımız, eşit bir statüye sahip olmuşlardır. Bu sıçrama, çağın bir çok Avrupa ülkesine göre de takdir edilecek değerdedir.
Tabiatıyla hukuki alanda sağlanan kadın-erkek eşitliğinin hayatın diğer alanlarında derhal karşılık bulduğu söylenemez. Bu eşitliğin sağlanmasında temel dinamik, kadın hakları hareketinden gelecektir. Kadınların ailede, toplumsal alanda, eğitimde, iktisadi ve siyasi hayatta hak talepleri meşru bir şekilde gelişmektedir. Kız çocuklarımızdan başlayarak her yaştaki kadınlara yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve hak ihlaline yönelik uygulamaların ve varsa bunların hukuki temellerinin kesinlikle kaldırılması elzemdir. Bunlar ötesinde toplumsal alanda cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik taleplerin nasıl karşılanacağı demokratik süreç içerisinde müzakere edilmelidir. Bu müzakerelerde, Türkiye?nin Avrupa Birliği müktesebatından yararlanması yol gösterici olacaktır.
Türkiye, kız çocuklarımızdan her yaştaki kadınlarımıza kadar ayrımcı, dışlayıcı ve şiddet yoluyla da ortaya çıkan hak ihlalleri karşısında bütün bir toplum olarak mücadele edecek seviyeye gelmiştir. Artık kadınlarımız, hayatın her alanında haksızlıklar karşısında yalnız olmadıklarını devletin bütün kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, basın ve yayın organlarının yanlarında olduklarını bilmelidirler. Bu bakımdan bu istikamette örnek faaliyet yürüten bütün kadın kuruluşlarına takdir ve teşekkürlerimi ifade etmek isterim.
8 Mart Dünya Kadınlar gününün daha adil ve cinsiyet ayrımcılığının sona erdiği bir dünya için vesile olması dileğiyle kız çocuklarımızdan her yaştaki kadınlarımıza saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum."
Cumhurbaşkanlığı; 07.03.2008 |