GENEL KURULDA GENEL GÖRÜŞME YAPILDI
Umut verici gelişmelere rağmen hala kadın sorunlarının dünya gündeminin ön sıralarında yer aldığını ifade eden Çubukçu, Türkiye'de kadın erkek eşitsizliğini giderecek gelişmelerin her geçen gün arttığını ifade etti. Anayasa ve yasalarda yapılan değişiklikleri hatırlatan; eğitim, sağlık ve iş hayatında eşitsizliği gidermek için çaba gösterdiklerini söyleyen Çubukçu, yapılan değişiklerin uygulanmasının zaman alacağını belirterek, "Cinsiyete dayalı eğitim eşitsizliği hala sürüyor" dedi. Çubukçu, 2010 yılında kız ve erkek çocuklarda okullaşma oranını yüzde 100'e ulaştırmayı hedeflediklerini hatırlatarak, düzenlenen kampanyalarla 220 bin kız çocuğunun okula gitmesinin sağlandığını ifade etti.
Türkiye'deki profesörlerin yüzde 25, mimarların yüzde 31, doktorların yüzde 30 ve avukatların yüzde 26'sının kadın olduğunu bildiren Çubukçu, tüm eşitsizliklerin yasal olarak ortadan kaldırılmasına rağmen, kadınların çalışma hayatında hala yeterince yer alamadığını söyledi. Çubukçu, kadınların işgücüne katılımında son 10 yılda önemli düşüşler yaşandığına dikkati çekerek, "kadınların aile yaşamındaki sorumluları da onları iş yaşamından uzaklaştırıyor" diye konuştu.
Çubukçu, kadınların siyasette de yeterince temsil edilmediklerini belirterek, seçme seçilme hakkını Türk kadınlarının 1934 yılında elde etmesine rağmen bugün Mecliste sadece 24 kadın milletvekili bulunduğunu kaydetti. Töre ve namus cinayetleri ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çeşitli kampanyalar düzenlendiklerini anlatan Çubukçu, bunun için silah altındaki erkeklere de eğitim verildiğini söyledi. Çubukçu, sosyal kalkınmanın önemine işaret ederek, "Kadınlar olmadan sosyal kalkınma sağlanamaz" dedi.
HÜKÜMETE ELEŞTİRİ
Kadınlara uygulanan şiddetin hala önlenemediğini kaydeden Balandı, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan, 'haydi kızlar okula' kampanyası ile pozitif ayrımcılık yaptıklarını söylüyor ama Anayasaya pozitif ayrımcılık konulmasını kabul etmediklerini unutuyor. Sayın Başbakanın kadından sorumlu Bakanı da 'erkekler mecliste çoğunlukta ama haksızlık etmeyim maço değiller' diyor. Sayın Bakan, siz lider eşlerini dilinize dolayacağınıza kadınlar için ne yaptınız onu söyleyin? Dün AKP grup toplantısında kadınlara yer verilmeyip ayakta bırakıldıklarını, akşam haberlerde gördük. Türkiye'de siyasetin bir an önce dişileşmesi gerekiyor. AKP seçimlerde 550 milletvekili adaylığından sadece 30'unu kadınlara ayırdı." Balandı'nın sözlerine, AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin tepki gösterdi. Bunun üzerine Balandı, "Fatma hanım senin dünyadan haberin yok. 'Cennet anaların ayakları altındadır' diyoruz sonra da 'ananı da al git' diyoruz. Analar nereye gidecek?" diye konuştu.
CHP'DEN DESTEK
CHP Ankara Milletvekili Gülsüm Bilgehan, Türk kadınlarının gelenek ve göreneklerine bağlı; aynı zamanda da çağdaş olduğunu ifade ederek, "Mecliste hep beraber çalışarak, pek çok AB ülkesinde bile olmayan kanunlar çıkardık" dedi. Kadın sığınma evlerinin sayısının 30'u aştığını, yarın da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in yeni bir sığınma evi açacağını bildiren Bilgehan, "Bunu, hep beraber yaptık. Dinleyici locasındaki kadınlarla birlikte yaptık" dedi.
Türkiye'nin, büyükannelerin torunlarından ileri olduğu iki ülkeden biri olduğunu ifade eden Bilgehan, Türkiye'de kadınların işgücüne katılımının yüzde 30'dan yüzde 22'ye düştüğünü bildirdi.
Bilgehan, Türkiye'de tek bir kadın müsteşar, vali ve belediye başkanı bulunmadığını hatırlatarak, "Onun için büyükannelerimiz torunlardan ileri. Çünkü eskiden vardı... 1994 yılında yüzde 14 olan üst düzey yönetici kadın sayısı, 2006'da yüzde 11'e düştü" dedi.
Devlet Bakanı Çubukçu'nun açıklamalarına katıldığını ifade eden Bilgehan, "Bu konuda iktidar, muhalefet hep birlikte çalıştık. Bu konu, partilerüstü bir konu" diye konuştu.
Bilgehan, Devlet Bakanı Çubukçu'nun böyle anlamlı bir günde Bakanlar Kurulu sırasında yalnız oturmasını eleştirerek, "AK Parti sıraları da ne yazık ki yeterince dolu değil. Bizim sayımız sizden fazla ve Genel Başkanımız Deniz Baykal da aramızda" dedi.
KADINLARIN ÖLÜMÜ
AK Parti grubunun görüşlerini açıklayan Güldal Akşit, kadınların ABD'de 8 Mart 1857'de bazı taleplerle greve gittiklerini ve çıkan olaylarda 129, 50 yıl sonra aynı gün greve giden kadınlardan da 140'ının öldürüldüğünü söyledi. Daha sonra BM'nin 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü ilan ettiğini hatırlatan Akşit, Türkiye'de 1984 yılından bu yana Dünya Kadınlar Gününün kutlandığını söyledi. Akşit, 1923 yılından itibaren gerçekleştirilen devrimlerle Türk kadınının eşit insan olarak toplumdaki yerini aldığını bildirdi. Devrimlerle de bu eşitliğin sağlandığını ancak, ayrımcılığın fiilen ortadan kaldırılması için toplumda zihinsel dönüşümün yaşanması gerektiğinin altını çizen Akşit, töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi konusunda yapılan çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti. Akşit, "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ile 200 bin kız çocuğunun eğitime başladığını da anımsattı.
HYP'Lİ ÖZTÜRK
Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk, kişisel görüşlerini açıklamak için söz aldı. "Böyle önemli bir günde Genel Kurul Salonu boş... Ben ve Sayın Baykal dışında genel başkanlar görüşmeyi takip etmiyor" diyerek konuşmasına başlayan Öztürk'e, AK Parti sıralarından tepki geldi. Ömrünü ezilen kadınların ezilmemesi için mücadele ederek geçirdiğini anlatan Öztürk, asıl mücadelenin TBMM çatısı altında olması gerektiğini söyledi ve kadın vekil sayısını da nüfusa paralel olarak yüzde 52'ler düzeyine getirilmesinin önemine işaret etti Yaşar Nuri Öztürk, "Her şeyimize karışan AB, bu konuda sesini çıkarmıyor; bu konuda dayatmalar, diretmeler yapmıyor. Çünkü uygulamalarıyla dayatmalarıyla Türkiye'yi sömürge, pazar yapmak istiyor" dedi.
KADINLARIN TEPKİSİ
Bu arada, TBMM Genel Kurulundaki özel oturumu izlemeye gelen ancak, salona girerken şapkalarını çıkarmalarının istenmesine tepki gösteren bir grup kadın, basın açıklaması yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu eşliğinde basın kapısı önünde toplanan kadınlar adına Müjgan Suver, "Meclise iyi niyetlerle geldiklerini, bir kasıtları olmadığını; birkaç arkadaşlarının tesadüfen şapka giydiğini ve bu nedenle dinleyici bölümüne alınmadıklarını" söyledi. "Meclis İçtüzüğünde, 'başı açık girilecek' diye bir madde mi var?" diye soran Suver, şöyle dedi: "Kadın erkek ayrımcılığına karşı buraya geldik ama şimdi kadınlar arasında ayrımcılık başladı. Siyasi irade, kendi ideolojisine uygun giyinen kadınlara müsaade ediyor. Burada eşit muamele görmedik. Gerekli hukuki girişimde bulunacağız." TBMM; 07.03.2007 |