| |
Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi
Anket sonuçlarına genel olarak bakıldığında, ticari kredi hacimlerinde büyüme, bireysel kredi hacimlerinde ve faiz oranlarında durağan bir görünüm, makroekonomik göstergelerde hafif de olsa daha olumlu bir durum beklenmektedir. |
Doksan üst düzey banka yöneticisi tarafından doldurulan 2006 Aralık ayı Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketinin sonuçları değerlendirildiğinde genel olarak bir önceki anket dönemine (Eylül-Aralık 2006) ilişkin beklentilere göre önemli bir değişme olmadığı, ancak makroekonomik beklentilerin kısmi olarak iyileştiği görülmektedir.
Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentilerde temkinli iyimser yaklaşım devam etmektedir. GSMH'ın artacağı yönündeki olumlu beklentiye sahip katılımcı oranı % 79 olup, azalma ve aynı kalma yönünde olumlu beklentiye sahip olma oranı bütçe açığında % 63, TÜFE'de % 88, iç borçlanma faiz oranında % 94, cari işlemler açığında % 49'dur. Cari işlemler açığına ilişkin artacak beklentisine sahip olan katılımcı sayısının bir önceki anket dönemine göre azaldığı görülmektedir. Cari işlemler açığının artacağına dair beklentiye sahip yönetici oranı bir önceki anket döneminde % 69 iken bu ankette oran % 51'e gerilemiştir. Söz konusu beklentinin olumlu yönde gelişmesinde petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisinin olabileceği düşünülmektedir. ABD doları kurunda ise katılımcıların % 56'sı artış % 40'ı aynı kalma beklentisi taşırken; sadece % 4'ü kurun düşeceğini tatmin etmektedir.
Katılımcıların çoğunluğunun önümüzdeki üç aylık dönemde kredi hacimlerinde büyüme beklediği ve beklentilerde geçen anket dönemine göre önemli bir değişiklik olmadığı, kredilerin faiz oranlarında ise aynı kalacak yönündeki beklentilerin önceki döneme göre güçlendiği gözlenmektedir. Bankaların fon kaynaklarının faiz oranlarına ilişkin sorularda, bir önceki anket döneminde olduğu gibi beklentilerin büyük ölçüde aynı kalacak yönünde olduğu, ancak bu faiz oranlarında artış bekleyen katılımcı sayısının azalmış olduğu görülmektedir. Söz konusu beklenti, kredi faiz oranları ve iç borçlanma faiz oranlarındaki durağan beklenti ile uyum göstermektedir. Bankacılık sektörü nakdi ve gayri nakdi kredi hacimlerine ilişkin beklentilerde bir önceki anket dönemine göre önemli bir değişiklik meydana gelmemiştir. Bu anket döneminde de toplam kredi hacmi ve ticari kredi hacimlerinde artış beklentisi daha fazla iken kredi kartları dışındaki bireysel kredi hacimlerinde aynı kalacak ve azalacak beklentisi artış beklentisinden daha yüksektir. KOBİ dışı ticari kredilerde ve KOBİ kredilerinde artış bekleyenlerin oranı sırasıyla % 68 ve % 76 iken konut, taşıt ve kredi kartlarında artış bekleyenlerin oranı sırasıyla % 42, % 22 ve % 58'dir. Tüketici kredilerinin toplam kredilere oranında yükselme bekleyenlerin oranı ise % 38 seviyesinde olduğundan tüketici kredilerindeki artış hızının yavaşlayacağı beklentisinin hakim olduğu sonucuna ulaşılabilir. Ancak, takipteki tüketici kredilerinde % 81 oranındaki artış beklentisi dikkat çekmektedir. Takipteki ticari kredilerde artış bekleyenlerin oranı ise % 63'tür.
Katılımcılar, ticari ve bireysel kredi hacmini etkileyecek en önemli faktör olarak "iç talepteki değişimleri" göstermişlerdir. Bir önceki anket döneminde ticari kredi hacmini etkileyecek ikinci en önemli faktör olarak görülen "uluslararası piyasalardaki gelişmeler" bu anket döneminde % 16 ile "risk beklentilerindeki değişmeden" sonra gelmek üzere üçüncü sıraya düşmüştür. "İç talepteki değişimlerin" ticari ve bireysel kredi hacimlerini etkileyebilecek en önemli faktör olarak görülme oranındaki artış ve "uluslararası piyasalardaki gelişmeler" ve "risk beklentilerindeki değişmeler" faktörlerinin en önemli görülme oranının düşmesi sektör yöneticilerinin uluslararası makroekonomik gelişmelere ilişkin beklentilerinin önceki dönemlere göre daha olumlu olduğu şeklinde değerlendirilmektedir.
Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin beklentilerde bir önceki anket döneminde olduğu gibi artış beklentisi hakim olup bu beklentiye sahip katılımcı oranı % 78'dir. Karlılığa ilişkin artacak ve aynı kalacak şeklinde olumlu beklentiye sahip olanların oranı % 87 seviyesindedir. Banka karlılığını etkileyecek en önemli faktör olarak % 66 ile faiz marjındaki değişimler görülmektedir. Faiz marjındaki değişim Eylül 2006 dönemi anketine göre düşüş göstermiş, "aktif kalitesi" ve "kur hareketleri" faktörlerinin en önemli görülme oranları yükselmiştir. Takipteki bireysel kredilerin hacmine ilişkin artış beklentisinin bir önceki dönem anketinde % 68 seviyesinde iken bu ankette % 81'e yükselmesi ile paralel olarak; "aktif kalitesinin" banka karlılığını etkileyen faktörler arasında en önemli görülme oranının % 2'den yüzde % 13'e yükselmiştir.
Katılımcılar, en yüksek düzeyde artış göstermesi beklenen fon kaynağı olarak önceki anket dönemlerinde olduğu gibi mevduatları görmektedir. İkinci sırada en fazla artış gösterecek fon kaynağı olarak sermaye piyasaları görülmektedir.
Katılımcıların % 81'i sektördeki yabancı sermaye payında artış beklerken, bu payın azalacağı yönünde görüş bildiren bulunmamaktadır.
Bankacılık sektörünü ve sektöre güveni en fazla etkileyecek faktörlere ilişkin sorularda katılımcıların % 42'si en önemli faktör olarak ulusal ve uluslararası makroekonomik gelişmeleri ve % 42'si ise siyasi gelişmeleri görmektedir. Siyasi gelişmelerin en önemli faktör olarak görülme oranının önceki anket dönemlerine göre önemli ölçüde yükselmiş olmasında yakın dönemde girilmesi beklenen seçim süreçlerinin ve uluslararası politik gelişmelerin etkili olabileceği değerlendirilmektedir.
Bankacılık sektörünün üstlendiği risklerin artışıyla ilgili beklentilerde bir önceki anket dönemine göre önemli bir değişiklik olmadığı ancak risk kaynaklarının dağılımında önemli değişiklikler olduğu görülmektedir. Eylül 2006 döneminde en önemli risk kaynağı olarak % 60 ile faiz riski görülmekte iken, bu oran cari dönem anketinde % 33'e düşmüş, bir önceki anket döneminde % 17 olan kredi riski bu dönemde % 34 ile en önemli risk kaynağı olarak görülmeye başlamıştır. Bu sonuç, takipteki bireysel kredi hacimlerine ilişkin artış beklentisindeki yükselişin yanında makroekonomik göstergelerle ilgili olarak nispeten daha olumlu beklentilerin oluşmasıyla sektörde risk algılamasının makroekonomik koşullardan bankacılık işlevlerine kaydığı şeklinde değerlendirilmektedir.
Anket sonuçlarına genel olarak bakıldığında, bankacılık sektörü yöneticilerinin ticari kredi hacimlerinde büyüme, bireysel kredi hacimlerinde ve faiz oranlarında durağan bir görünüm bekledikleri, makroekonomik göstergelerde beklentilerin hafif de olsa daha olumlu olduğu, siyasi gelişmelerin sektörü etkilemesinin beklendiği sonuçları çıkarılmaktadır.
| BDDK; 10.01.2007 |
|
|
|