Türk edebiyatının devlerinden toplumcu gerçekçi akımın önde gelen isimlerinden şair-yazar ve fikir adamı Attila İlhan geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Gece saatlerinde evinde hayatını kaybeden 80 yaşındaki Attila İlhan, 50 yılı aşkın süreyle Türk edebiyatına şiir, roman ve deneme gibi eserleriyle hizmet verdi.
Yağmur Kaçağı elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylül'se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
Attila İlhan | Attila İlhan, aydınlanmacı, laik ve Kemalist geleneği de içeren görüşleriyle geniş bir kesimi etkiledi.
Maçka'daki evinde vefat eden ünlü şair ve yazar Attila İlhan'ın cenazesi, 13 Ekim Perşembe günü İstanbul'da toprağa verilecek.
Alınan bilgiye göre, Attila İlhan için ilk olarak, "Attila İlhan'la Yolculuk" programını yaptığı Mecidiyeköy'deki Kanaltürk Televizyonu'nun önünde tören düzenlenecek. Saat 10.00'da yapılması planlanan bu törenin ardından, saat 11:00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) de bir tören gerçekleştirilecek. Devlet sanatçısı olan İlhan için burada resmi tören yapılacak.
İlhan'ın cenazesi, daha sonra Teşvikiye Camii'nde öğleyin kılınacak namazın ardından Aşiyan Mezarlığı'nda defnedilecek.
Attila İlhan Şiirleri
Attilâ İlhan: "Şiir, insanların yaşadıkları anlara, duygularına, onların içeriklerine isim koyma sanatıdır."
Antoloji.com, Siir.gen.tr, Siraze.net, Siiristan.com, Subjektif.com, Prizma.net.tr
Hayatı 15 Haziran 1925'te Menemen'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı.
an gelir
an gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır kan tutar / tutan ölür sokaklar kuşatılmış karakollar taranır yağmurda bir militan ölür
an gelir ömrünün hırsızıdır her ölen pişman ölür hep yanlış anlaşılmıştır hayalleri yasaklanmış an gelir şimşek yalar masmavi dehşetiyle siyaset meydanını direkler çatırdar yalnızlıktan sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır kaf dağı'nın ardındaki ne selam artık ne sabah kimseler bilmez nerdeler namlı masal sevdalıları evvel zaman içinde kalbur saman ölür kubbelerde uğuldar bâkî çeşmelerden akar sinan an gelir -lâ ilâhe illallah- kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür -tahrip gücü yüksek- saatlı bir bombadır patlar an gelir Attila ölür
Attila İlhan | İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözetim altında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı.
Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı'nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı.
1946'ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkanlarıyla yayınladı.
1949 yılında üniversite ikinci sınıftayken "Nazım Hikmet'i kurtarma hareketine" katılmak üzere ilk kez Paris'e giden İlhan, 1951 yılında "Gerçek" gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca yine Paris'e gitti.
Yurda döndükten sonra Hukuk Fakültesi'ne devam eden, ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bırakan İlhan'ın sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde 1953'te Vatan Gazetesi'nde sinema eleştirileri yazmasıyla başladı.
Başkentte 1981 yılına kadar kalan İlhan, "Fena Halde Leman" adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. Burada gazetecilik serüvenine Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam eden İlhan, bir süre de Güneş ve Meydan gazetelerinde yazılar yazdı.
Attila İlhan, 1996 yılından itibaren de köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü.
TRT'de 7 yıl boyunca "Attila İlhan ile Zaman İçinde Bir Yolculuk" adlı fikir ve sohbet programını yaptı. Bu programda, Türk milletinin ulusal kurtuluş mücadelesiyle Atatürk devrimlerini ilginç anekdotlarla dile getirdi, Türkiye'nin dünü, bugünü ve yarınına ışık tuttu. 2004 yılında programa son verildi...
Son olarak Kanaltürk televizyonunun kuruluşunda etkin rol oynadı. Kanaltürk'te her cumartesi yayınlanan "Atilla İlhan'la Yolculuk" programını yapıyor, edebiyattan siyasete, tarihten kültürün diğer alanlarına kadar geniş bir yelpazede izleyicleriyle buluşuyordu. Kanaltürk; 11.10.2005 |